Kupada Rakibimiz Bergama Belediyespor twitter.com/AYDINSPORfans - facebook.com/aydinspor1923

19 Aralık 2011 Pazartesi

Tevfik Hoca Gereğini Yapmalı (Köşe Yazısı)


Aydınspor Tarsus’tan eli boş dönüyor.Bu sonuç birilerine göre beklenmeyen, birilerine göre de beklenen bir sonuç.Bana göre beklenen bir sonuç.Bin kolon iddia oynasam tamamını Tarsus’a tek geçerdim.
 
Neden mi?
 
Çünkü Aydınspor’da futbol oyunu ve sistem çökmüştür. Tevfik Ata Tekin’in “oynayan değil koşan takım” stratejisi takım ve futbolcularla uyuşmamıştır. Gün geçtikçe futbolcular düşündüklerini yapamaz hale gelmiş ve kendilerine güveni kaybetmişlerdir.
Şimdi;
 
Sezon başındaki Serdar’la şimdiki Serdar aynı mı? Kazandık mı kaybettik mi?
Sezon başındaki Serkan’la şimdiki Serkan aynı mı? Kazandık mı kaybettik mi?
Sezon başındaki Fırat’la şimdiki Fırat aynı mı? Kazandık mı kaybettik mi?
Sezon başındaki Altan’la şimdiki Altan aynı mı? Kazandık mı kaybettik mi?
Sezon başındaki Emre Gümüşkaya’ ile şimdiki Emre aynı mı? Kazandık mı kaybettik mi?
 
Bence kayıplar fazla. Takım çöküşe geçmiş, bir kısır döngü içine girmiştir.Haliyle moraller sıfır olmuştur. Moral değerlerin sıfır olduğu bir yerde futbolcudan verim alabilmek mümkün değildir.
 
Tevfik Ata Tekin’in “oynayan değil koşan takım” stratejisi fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
 
Yukarıda saydığımız futbolcular “oynayan takımın koşan futbolcularıdır.”
 
“Oynamayan takımın koşan futbolcuları” olmayı becerememişlerdir.
 
Hangi hoca gelirse gelsin Serdar için, Altan yada Fırat’a şunu söyleyecektir.
 
“Serdar’ın riskli futboluna karşı top kayıplarına hazır olun. Serdar’ın top kayıplarını tolere edeceksiniz.”
 
Serdar bu garantiyi alırsa topla dans edebilecektir. Eğer bu garantiyi vermezsen Serdar’ı değil herkesi  kaybedersin.
 
Cumartesi günü yönetici İbrahim Saka Bey’le tesadüfen karşılaştık.
 
Maç ne olur dedim? Deplasmanda Tarsus’u yenip geleceğiz dedi. Ben gülümsedim.
 
Sence ne olur diye bana sordu?
 
Net bir skorla Tarsus alır dedim. Skor ne olur diye sordu?
 
En az 2-0 ama 3’te olabilir dedim ve sonrasında şunları da ilave ettim. Bu mağlubiyetin de bir çok izahını bulurlar.
 
Ne demek bu dedi?
 
O vursaydı(!) Orada pas verseydi (!) O adamı kaçırmasaydı(!) Falanca sakatlanmasaydı(!) bir çok şey bulunur dedim.
 
 İşte bu gün iş dediğim noktaya geldi. Bu haftada Yiğitcan kırmızısı kurtarıcı olacak. Hızını alamazlarsa faturayı Yiğitcan’a da kesecekler.
 
“Bence deniz bitti kara göründü.”
 
Geçen hafta “taraftarın sesine kulak verilsin” derken bunları anlatmak istedik.
 
Taraftar haklı derken de tribünlere oynamadık. Haklı gerekçelerimizi izah ettik.
 
Sahadaki futbolu ve oyuncu performanslarını da gözlemledik. Beylerbeyi maçından sonraki spor yorumumda “Beraberliğe sevinenlere sert tepki gösterdim.”
 
“Takım maliyet hesabı”, “futbolcu maliyet hesabı,” “transfere harcanan para,” “rakiplerimizin harcadığı paralar” konusu. Sakız gibi çiğnenen bu söylemlerin amacı  “şampiyonluk ezberini mi bozmak?” dedim.
Bu yazıma bozulanlar oldu. Sayın Dereli’ye bir saate yakın bu yazımın gerekçelerini anlatmaya çalıştım.
 
Şampiyonluk hedefi yerine ilk beş hedefine yönelmenin psikolojik yönden takımı düşme hattına taşıyacağını anlatmaya çalıştım.
 
 Ama anlatamadım.
 
Takımdaki performans düşüklüğünün sebebini hep futbolcularda aradılar. “Takım maliyet hesabı”, “futbolcu maliyet hesabı,” “transfere harcanan para,” “rakiplerimizin harcadığı paralar” konusunu yöneticilere de inandırdılar.
 
Geçen haftaki takımı seyrettikten sonra;
 
 “Teknik heyetin tartışmaya açılma zamanı gelmiştir” dedim. Yöneticiler hemen  Taraftar istiyor diye Hoca mı değiştireceğiz? İlk yarının sonunda 4-5 transferle bu işleri hallederiz” dediler.
 
Ne diyelim ?
 
Sözün bittiği yerdeyiz.  
 
Bu haftayı da Yiğitcan’ın Kırmızısı ile kurtarırlar. Gelecek haftaya ne bulurlar Allah Kerim.
 
 
“Nazillispor’un 2. lige çıkacağı bir ilde Aydınspor 3. lige mahkum edilemez.” sözünü tekrar ediyorum.
 
“Tevfik Hoca gereğini yapmalıdır.”
 
Aydınspor’un  ve taraftarın şampiyonluk ümitleri ile oynamaya kimsenin hakkı yoktur. Şampiyonluk hedefinin önündeki engeller teker teker  kaldırılmalıdır.
 
Hiç kimse kulüpten daha büyük ve vazgeçilmez değildir.
 
Şimdi birileri derse ki  “Mühür bende.Süleyman da benim.Ben ne dersem o olur.”
 
O zaman biz de;
 
“Süleyman Beylere takım ve taraftar feda olsun(?)” der geçeriz.
 
 
Bu kadar  "ön söze" bir de "son söz" eklemek gerekirse;
"Taraftarın sesine kulak" verilsin derim.

2 yorum:

SiyahlaBeyaz dedi ki...

Nazillispor (şimdiki gibi) 3. ligteyken Aydın amatörde oynarken bu sözün bir benzerini (Nazillispor 3. ligteyken Aydınspor amatör lige mahkum edilemez) söylemişmiydiniz yoksa burda ağır basan Nazilli'nin emin adımlarla şampiyonluğa gidiyor olması mı? Mesela Afyon'da vs diğer illerde de bu var mı ki, "Sandıklı'nın 2. lige çıkacağı bir ilde Afyonspor 3. lige mahkum edilemez" gibi :) Nazilli'ye bakacağımıza kendi yolumuza bakalım, milletten bize ne!

Yol Gösterici dedi ki...

Azı laf yapan akademisyenler mi.Yoksa bu işin içinden yetişen gerçek profesyöneller mi ?
Bu kadar çok parayla bu kadar az iş ancak laf ebeleri yapar.Sonrada Köyüne(okuluna) geri dönerler.
İşte böyle başlar sonun başlangıcı.Ben hayatımda bir takımla bu kadar oynayan bir hoca ilk defa görüyorum.Resmen futbolu ve futbolcuyu katlediyor.Aydınspor kulübünün paralarıda boşa gidiyor.Hem taktik becerisi yok hem profesyonellik anlayışı iğrenç.Takımı resmen çorbaya çevirdi.Takım ahengi arkadaşlık takımdaşlık takım ruhu araki bulasın herkes hoca dahil paranın peşinde.Yütülen kim Aydınspor...Yazılarıma devam edicem taki bu durum düzelene kadar....Aydınspor süper lige çıkana kadar....Saygılarımla